Orta Doğu’da çatışan tezler; Davut Koridoru
7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım gelinen aşamada Orta Doğu’nun tamamını ateş çemberine çevirme noktasına ulaşmış durumdadır. İsrail’in devlet aklından uzak adeta bir terör örgütü gibi davranması bölgesel şartları iyice kızıştırmış, özellikle de Lübnan’a düzenlenen saldırılarla beraber İran ile olan gerilimin çatışma iklimine doğru evrilmeye koyulması hem bölgesel hem de küresel savaş riskini artırır hale gelmiştir.
Orta Doğu’daki sorunların temeli olarak İsrail-Filistin meselesi olarak gösterilmektedir. Bu sorun tarihsel bir sürece uzanmakla beraber esasında 1917 yılında Osmanlı ile hesaplaşma arzusu güden çevrelerin sınırları değiştirmek, Siyonist düşünce çerçevesinde Türksüz ve Müslümansız yeni bir coğrafya inşa etmek temelinde başlamıştır. Bugün bu kanlı zihniyet Orta Doğu’yu yakıp yıkmaya devam etmektedir. Orta Doğu’da çatışan ve haritalara dökülen 7 tez bulunmaktadır. Bunlardan birisi de İsrail’in Arz-ı Mevud yani sözde Büyük İsrail tezidir. Bu projenin sınırla ülkemiz içerisinde de bazı bölgeleri kapsamaktadır. İsrail’in bu sözde safsatasına giden en önemli adımı ise Davut Koridoru’nun hayata geçirilmesidir. Davut Koridoru; İsrail’i Suriye üzerinden Irak'a bağlayan koridordur. Koridor sadece İsrail’in projesi değil ABD tarafından da desteklenmekte, hatta bu koridorun kontrolünün PKK/YPG tarafından sağlanması ön görülmektedir. İsrail’in ABD desteğiyle İran’a yaptığı saldırılar bu projenin ara bir istasyonudur. İsrail, bugün 9,5 milyonluk bir nüfusa sahiptir. Sözde Büyük İsrail projesi kapsamında kontrol etme arzusunu taşıdıkları topraklar üzerinde bu nüfus ile etkin olmaları matematiksel açıdan mümkün değildir. Ki hayalini kurdukları toprakların etnik yapısı da göz önünde bulundurulduğunda buralar üzerinde nüfuz etmeleri akıl dışıdır. Bu şartlar altında İsrail açığını ABD’nin de yoğun destek verdiği terör örgütleri üzerinden sağlamayı amaçlamaktadır. O sebepten kendilerince sözde Büyük İsrail’in önemli adımlarından birisi olan Davut Koridorunun kontrolünü PKK/YPG ile sağlamak aynı çevreler için en makul yöntem olacaktır. İsrail’in ve aynı Siyonist zihniyeti taşıyan çevrelerin yegane hedefi Türkiye’ye kadar uzanan bu koridoru aktif hale getirmek ve bölgenin başına bela terör örgütlerini ise meşrulaştırmaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin 8 Ekim 2024 tarihindeki TBMM Grup toplantısında ifade buyurdukları “Bugün mesele Beyrut değil, Ankara’dır. Bugün hedef Şam, Tahran, Sana veya Bağdat değil İstanbul’dur. Bugün gizil ve gizli gündem Türk vatanıdır.” sözleri Siyonist zihniyetin asıl amacının ne olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.