Mansur Yavaş Esenyurt’a neden gitmedi?
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in PKK terör örgütüyle yoğun ve süreklilik arz eden irtibat ağının tespit edilmesi ve terörün finans kaynağı olması yönündeki suçlamalardan sonra başlayan süreç CHP ve DEM’in Kent Uzlaşısı yaptığı bu ilçede ortak mitinge dönüştü. Ahmet Özer’in 694 terör örgütü mensubuyla yaptığı görüşmeler ve banka hesaplarında 2021 yılında 3,7 milyon dolar ve 2023 yılında da 55 milyon TL’lik para trafiğinin tespit edilmesi suç doyasında delilleriyle yer aldı.
CHP ve DEM tarafından Ahmet Özer’in “kürt olduğu için tutuklandığı” ve “asıl hedefin Ekrem İmamoğlu olduğu” şeklinde absurd savunmalar yapıldı. Terörle mücadele kapsamında yürütülen bir soruşturmanın etnik bir kimliğe indirgenmesi suçluluk halinin örtbas edilmesinden başka bir anlam taşımadı. İstanbul’da belediye otobüsünün lastiği patlasa “Ekrem İmamoğlu hedef alınıyor” yaygarası koparanlar bu fırsatı da kaçırmadı. Mikrofonu eline alan aynı nakaratı tekrarlayıp durdu.
CHP’nin bu süreçte tüm belediye başkanlarını İstanbul’a çağırıp Esenyurt’a destek toplamaya çalışması da hüsranla sonuçlandı. 411 belediye başkanının yüzde 60’ı bu çağrıya karşılık vermedi. Özgür Özel ise “kamu görevlerini aksatmamak için” savunmasıyla asıl nedeni gizlemeye çalıştı ancak bu savunmayla da mitinge katılan belediye başkalarının kamu görevini aksattığını dile getirmiş oldu. Perde arkasında yaşanan ise Ahmet Özer gibi belediye başkanlarının tercih edilmesinin hata olduğu ve Ekrem İmamoğlu’nun tutuklamayı fırsata çevirmeye çalışmasına yönelik bir tepkiydi.
Bu süreçte CHP’li 3 belediye başkanı mitinge katılmadığı için ön plana çıktı. ABB Başkanı Mansur Yavaş, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan ve Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burcu Köksal…
Tanju Özcan ve Burcu Köksal, Ahmet Özer’in içinde bulunduğu terör ilişkisine tepkisinden dolayı düzenlenen mitingde yer almadı. ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın ise “milliyetçi hislerle” katılmadığına yönelik bir algı oluşturulmaya çalışılsa da gerçek sebebi çok farklıydı… Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasının ardından desteğini belirten, ”afaki ve soyut suçlamalarla tutuklandığını” söyleyerek arkasında duran Mansur Yavaş’tan başkası değildi.
Milliyetçi hislerle hareket ettiği söylenen Mansur Yavaş, 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde HDP’nin açıktan destek verdiği bir adaydı ve kendisinin buna bir tepkisi olmamıştı. 14 Mayıs 2023 seçimlerinde de YSP’nin desteklediği Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yardımcısı olarak “Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyenlerin hükümette temsilcisi olmaya adaydı. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde de CHP ile DEM’in Kent Uzlaşısı yapmasına hiç itirazı olmadı. CHP’ye katıldığı günden itibaren HDP ve türevleriyle olan yakın ilişki Mansur Yavaş’ı hiç rahatsız etmedi. Böyle birisi Ahmet Özer’in adaylığına da tepki göstermediği gibi tutuklanmasına karşı çıktı. Bu bakımdan Yavaş’ın milliyetçi hislerle mitinge katılmadığı gibi bir yaygaranın gerçekçi olmadığı ortaya çıktı. Peki, Mansur Yavaş neden katılmadı? Partiye bildirilen “Cenaze merasimi programı” gerekçesinin arkasında gerçekte ne vardı? Tabii ki Ekrem İmamoğlu’nun bu süreci kendi lehine yontmaya çalıştığı bir sürece evrilmesi… İmamoğlu’nun sosyal medya hesabından yaptığı uzun açıklamalar, adliye binası önündeki basın açıklaması ve mitingde konuşma yapacak olması… Mansur Yavaş’a mitingde konuşma yapması tebliğ edilmedi. Katılsaydı bir dinleyici olarak yer alacak, İmamoğlu’nun ikinci Saraçhane şovunun altında ezilecekti. Ahmet Özer’in tutuklanmasını adaylık kapmayasına çeviren İmamoğlu’na bir tepki olarak mitinge katılmadı. Milliyetçi hislerle değil, çıkarcı hislerle hareket etti.
“Gel Denildiğinde Geleceksin”
Mitinge katılmayan belediye başkanlarının bazı parti yöneticileri tarafından “belediye başkanlıkları askıya alınsın” talebi gündeme geldi. “CHP’li bir belediyeye kayyum tanırken sen orada olmayacaksın da nerede olacaksın. Genel Başkan gel diyorsa geleceksin” ifadeleri kullanıldı. Esenyurt belediye başkanına düzenlenen terör operasyonu “terörle mücadele” kapsamında yapıldı ancak bu süreç CHP içindeki despotluğu ve ayrışmayı da gözler önüne serdi. Bu tavır normalleşme arayan CHP’nin parti içi normalleşmeye ihtiyacı olduğunu ispatladı. Mitinge katılmayanlar için “CHP belediye başkanlıkları askıya alınsın” önerisinde bulunanlar, mitinge katılıp Özel ve İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret içeren cümlelerini alkışlamayanlar için de bir işlem başlatmayı düşünüyor mu? Mesele onları da kulaklarından tavana asmayı önerecekler mi?
“Gel denildiğinde geleceksin” ifadeleri sonrası CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Erdoğan’ın TBMM Genel kuruluna gelişinde ayağa kalkma çağrısına uymayan CHP Milletvekilleri hakkında da disiplin ya da ihraç süreci gündeme gelecek mi? Gel deyince gelmeyen, kalk deyince kalmayan partililer sözle mi disipline edilecek yoksa hepsinin kelleleri mi vurulacak?