21 Kasım 2024
weather
13°
Twitter
Facebook
Instagram

ABD’nin yeni kabinesi

YAYINLAMA:
ABD’nin yeni kabinesi

ABD’de yapılan Başkanlık seçimlerinde Donald Trump ikinci kez seçilmiştir. 20 Ocak 2025 tarihinde görevi devralacak olan Trump, ABD’nin 47. Başkanı olurken oluşturacağı kabine ve ABD’nin önümüzdeki süreçte izleyeceği politikalar üzerine belirtilen görüşler gündemi hayliyle meşgul etmektedir.

Özellikle ifade etmek gerekir ki ABD seçimlerini kimin kazandığından çok önümüzdeki sürecin Türkiye merkezli bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerekmektedir.

Trump’ın oluşturacağı kabinede görev alacak isimler medyada yer almaya başladı. Bu isimlerin kim oldukları, geçmişte neler yaptıkları ve bundan sonraki süreçte ABD’nin küresel yaklaşımını nasıl şekillendirecekleri üzerine de analizler hız kazandı. 

Yeni ABD kabinesinde; İç Güvenlik Bakanlığı için ise Güney Dakota Valisi Kristi Noem, Savunma Bakanlığı için Pete Hegseth, Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörlüğü için eski Ulusal İstihbarat Direktörü John Ratcliffe, Hükümet Verimliliği Bakanlığı için Elon Musk ve Vivek Ramaswamy, Çevre Koruma Ajansı (EPA) başkanlığı için eski Kongre üyesi Lee Zeldin, Beyaz Saray’da Özel Kalem Müdürlüğü görevine Susie Wiles, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı için eski asker Mike Waltz, Hazine Bakanlığı için Scott Bessent, İsrail Büyükelçiliği için Arkansas Valisi Mike Huckabee, Orta Doğu Özel Temsilciliği görevine Steven Witkoff, Dışişleri Bakanlığı için ise Marco Rubio ismi zikredilmektedir.

ABD’nin yeni Dışişleri Bakanı olacağı ifade edilen Florida Senatörü Marco Rubio, özellikle Çin, İran ve Küba gibi ABD’nin “hasım” olarak gördüğü ülkelere karşı sert söylemleriyle tanınmaktadır. Rubio, ülkemizle ilgili olarak aleyhte tutumunu ise her fırsatta ortaya koymuştur. Türkiye’nin 2019’da başlattığı Barış Pınarı Harekâtını eleştiren Rubio, ülkemizin terörle mücadele kapsamında PKK/YPG/PYD’nin ana çatısı olan SDG’ye karşı attığı adımların ise karşısında durmuştur. Bununla beraber 2019 yılında Türkiye-ABD ilişkilerinin gerildiği bir dönemde ABD Kongre’sinde “sözde Ermeni soykırımını” tanıyan bir yasanın oylamasında yasanın en büyük destekçilerinden birisi yine Rubio olmuştur. Yine diğer yandan 2019’da yenilenen İstanbul seçimleri hakkında “Otoriterlik her bölgede demokrasiye meydan okuyor” yorumunda bulunmuş, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması sonrası yaptırım uygulanması konusunda aktif rol oynamış, Türkiye’nin kararlı ve kapsayıcı dış politika faaliyetlerine çamur atmış, Kıbrıs’ta iki devletli çözümün karşısında faaliyet göstermiş, Kapalı Maraş’ın açılması konusunda karşı tavır sergilemiş, Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan FETÖ mensubu isimlerle ABD’de sık sık bir araya gelmekten de geri durmamıştır. 

Yeni ABD kabinesinde görev alacağı duyurulan hemen her isim savundukları agresif politikaları ile tanınırken aynı isimler Türkiye aleyhtarlığı konusunda da birbirleriyle yarışır durumdadırlar. Bu isimler özellikle de seçim kampanyaları süreçlerinde ABD içerisindeki Türk ve Türkiye düşmanı çeşitli lobiler tarafından da yoğun şekilde desteklenmiştir.

Burada Rubio üzerinde özellikle durmamızın sebebi önümüzdeki süreçte ABD politikasının dümeninin başında bu ismin bulunacak olmasıdır. ABD’nin hem küresel zemindeki ilişkileri hem de Türkiye olan ikili ilişkilerin seyrinde kendi ülkesi açısından Rubio baş aktör olacaktır. Ancak görünen o ki Türk ve Türkiye düşmanlığı zihniyeti ile hareket eden bir bakanın ülkemizle ile makul bir zemin yakalaması pek mümkün görünmemektedir. Temennimiz taç giyen başın akıllanması yönündedir.

Zira Türkiye ile hasımlık gütme gayreti içerisine giren hiçbir çevre kazançlı çıkamamıştır. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *