Çiftçiyi kalkındıran teşkilat
Bir ülkede gerçek bir tarımsal kalkınmanın olabilmesi için birbirine bağlı üç halka ve bu halkaların karşılıklı olarak bilgi alışverişinde bulunması şarttır. Bu üç halka; bir tarafta çiftçiler, ortada il ve ilçe teknik tarım teşkilatı, diğer tarafta ise üniversiteler ve araştırma enstitüleridir. Bu üç unsur arasında bilgi alışverişi: Çiftçi düşüncesini, karşılaştığı problemi ilçe teşkilatındaki teknik elemanla paylaşır. Teknik eleman bu düşünceyi, çözülmesi gereken problemi üniversite ve araştırma enstitüsüne ulaştırır. Araştırma ve denemelerden sonra problem enine boyuna incelenir, bulunan çözüm yolu yine aynı yolla yani teknik tarım teşkilatı yoluyla çiftçiye ulaştırılır.
Bazı durumlarda ilk teşebbüs çiftçilerden değil de üniversite ve araştırma enstitülerinden de gelir. Ülke şartlarına, uygun iklim verilerine, uygulanan tarım politikasına uygun araç ve metotları kullanmaya çalışır. Bulunan verimli ve üstün kaliteli yeni bir çeşit, verimi arttıran yeni bir uygulama, tasarruf sağlayan bir araç, yeni bir alet-ekipman ilk önce teknik tarım personeline aktarılır. Teknik personeller bu yeni buluşları çiftçinin anlayabileceği ve öğrenebileceği kıvama getirdikten sonra çiftçiye ulaştırır. Gerekli durumlarda köylerde demonstrasyonlar kurar. Çiftçiye anlatır ve uygulatır. Çiftçi bu öğrendiklerini kendi arazisinde uygular.
Çiftçiler üniversite ve araştırma enstitüleri ile doğrudan da temas kurabilirler. Ancak işlerlik kazandırmak için iki unsur arasındaki bağ, teknik tarım teşkilatı dediğimiz köprü ile bağlıdır.
İl tarım müdürlüklerine bağlı bulunan, ilçelerdeki; ziraat mühendisleri, veteriner hekimler, gıda mühendisleri, tekniker ve teknisyenler çiftçi ve köylü ile doğrudan doğruya teması olan en yapıcı unsurlardır.
TARIM POLİTİKALARI KONUŞULMAYA DEVAM EDİYOR.
Son dönemlerde tarım kesiminin bünyesinde gerçekleşen dönüşümler, iç ve dış ekonomik koşullarda meydana gelen değişikliklerle tarım, gündemini koruyor.
Bu koşullarda “yeni” bir tarım politikası tanımlamak gereklidir. Yeni politikanın başarısı ise, sosyo-ekonomik ve teknik yönün doğru saptanmasına, tarımla ilgili önceliklerin günümüz gereksinimleri doğrultusunda hazırlanmasına bağlıdır. Başarının ikinci koşulu ise, yeni destekleme modelinin tarım kesiminin özgün koşullarına uygun olmasıdır.
Yeni modelde, özellikle teknik tarım personellerinin, dosya ve evrak işleriyle değil daha çok sahada çiftçiyle beraber çalışma yapacakları programlar hazırlanmalıdır. Aksi durumda çalışma ofisinden çıkamayan bir mühendis; orada bir çiftçi var, uzakta, gitmesek te gelmesek te o çiftçi bizim çiftçimizdir söylemi olacaktır.
BİR 100 YIL KUTLADIK, NİCE 100 YILLAR DAHA KUTLAYACAĞIZ…
Yarının yetişkinleri olan gençlerimize, genç çiftçilerimize; mutlu, huzurlu ve donanımlı olmaları için her türlü desteğin verilmesi, iyi yetişmeleri konusunda önlerine çıkan sorunların giderilmesi hepimizin görevi olmalıdır düşüncesiyle;
19 Mayıs’ın 1919’un bu çok özel yıl dönümünde, aziz Türk milletimizin ve değerli gençlerimizin bayramını içtenlikle kutluyorum.