Bilgisayar Virüsü yazarlığı yeni bir olgu olduğundan, henüz sosyal bilimcilerin çalışma alanına girmemişti. Medyada çıkan sansasyonel Haberler de belli bir tipoloji oluşturuyordu. Sarah Gordon 1994'te yazdığı bir yazıda, "Virüs yazarları kötü, şeytani, yozlaşmış, manyak, terörist, teknopatik, dahilikten deliliğe evrilmiş sosyopatlar olarak yansıtılıyor" ifadelerini kullanıyordu. Bu tipolojinin doğru olup olmadığını anlamak için harekete geçmişti.
Dark Avenger'ın mutasyon motoru eklenmiş virüsü kendisine adamış olması Gordon'ı şoke etmişti. Dark Avenger'a gönderdiği mesajlara bir aracı kanalıyla şöyle bir cevap almıştı: "Bence bir doktora görün. Normal kadınlar zamanlarını bilgisayar virüslerinden bahsederek geçirmez."
Ancak Gordon'ın yılmaya niyeti yoktu. Büyük zahmetlerle Dark Avenger'a bazı sorular sormak istediğini bildiren Bulgarca bir mesaj yazıp Amerikalı bir güvenlik araştırmacısına yolladı. Bu araştırmacı Dark Avenger'la düzenli iletişim halindeydi. Dark Avenger bu kez olumlu yanıt verdi ve 5 ay süren yazışmaları başladı.
Gordon, Dark Avenger'ın izniyle yayınladığı bazı kısımlar hariç bu mesajları hep gizili tuttu. O kısımlarda Dark Avenger, davranışları nedeniyle pişmanlık duyduğunu ve eylemlerinin ahlâki sonuçlarını göz önünde bulundurduğunu belirtiyordu.
VİRÜSLERİ SAYESİNDE SINIRLARI AŞIYORDU
Diğer yandan kavgacı, kindar tavrı ve başkalarını suçlama eğilimi de dikkat çekiciydi. Gordon Dark Avenger'a sık sık "Neden?" sorusunu soruyordu. Neden bu kadar yıkıcı virüsler yazmıştı ve neden yarattığı hasarı hiç umursamıyor gibi görünüyordu?
Dark Avenger ise üzgün olduğunu belirtiyor, trajik olaylara yol açmak istemediğini ifade ediyor ve "Bu virüslerin bilgisayarlar dışında bir şeyi etkileyeceğini düşünemedim" diyordu. Ancak ününü yaratımlarının yıkıcılığına borçlu olan bir virüs yazarı için bu açıklama çok da inandırıcı değildi.
Dark Avenger en azından bu yıkıcı virüsleri geliştirdiği dönemde kendi ülkesindeki bilgisayarların hayatın içinde yer almadığını, sadece insanların nasıl kullanacaklarını bilmedikleri pahalı oyuncaklar olduğunu ifade ediyordu. Korsan yazılım kullananları da suçlayan Dark Avenger, "Kullandıkları programları satın almış olsalar böyle etkilenmezlerdi" diyordu.
Ününün ve gücünün hoşuna gittiğini de gizlemiyordu Dark Avenger. Virüslerinin Batılıların programlarına bulaşıyor olmasından çok memnundu. Korkulan ve göz ardı edilemeyecek kadar etkili bir virüs yazarıydı. Virüsleri kimliğinin bir uzantısı olarak görüyor, bu sayede Bulgaristan sınırlarını aşıp sınırlara takılmadan dünyayı gezebildiğini düşünüyordu.
Bontchev'le ilgili görüşlerinde ise netti: "O sinsinin cehennemin dibine kadar yolu var!" Bulgaristan'daki virüs fabrikasının sorumlularından birinin Bontchev olduğunu belirtip şu ifadeleri kullanıyordu:
"Makaleleriyle virüs yazarlarına açık açık meydan okudu, onları daha fazla yazmaya teşvik etti. Dahası bu makaleler virüs yazmak isteyen ama nasıl yapacağını bilmeyenler için mükemmel birer rehber görevi gördü."
Ne var ki bu yazışmalar, Dark Avenger'ın Gordon'ın nişanlandığını duymasının ardından çirkin bir yöne girdi; Gordon'ın nikahının ardından da tamamen kesildi. Gordon yıllar sonra Dark Avenger için, "Hayatımda tanıştığım en nazik ve en tehlikeli insanlardan biriydi" diyecekti.
Dark Avenger'ın gerçek kimliği bugün halen gizemini koruyor. Bir kişinin ya da grubun küresel ölçekte böyle bir yıkıma yol açıp gizli kalabilmesi dikkate değer. Özellikle de Bulgaristan'daki virüs yazarları topluluğunun küçüklüğü düşünüldüğünde...
Diğer yandan Dark Avenger'ın karanlıkta kalması ileride olacakların da işaretçisi gibiydi. Daha sonraki nesil, bu gizliliği kullanarak tam bir cezasızlıkla hareket etti. Bu sayede internet alemini Dark Avenger'ınkinden bile daha yıkıcı yazılımlarla doldurmayı başardılar. Üstelik bu virüslerin bir kısmı bugün hâlâ yaşıyor.
Kaynak: Hürriyet