20 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce

Ruhları üniformalı çiftçiler!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bizler rahat bir uyku uyuyabiliyorsak, sınırlarımızda sabaha kadar uyumadan nöbet tutan Mehmetlere sormalı uykunun kıymetini? Gecenin ayazını, 3-5 nöbetini, gün doğmaya yakın uykuya direnme dakikalarını… Mehmetler görev yerini asla terk etmez! Vatanı için gözünü kırpmadan canını verecek bir maneviyata sahiptir.

Bizler gıda zincirinde bir aksaklık yaşamıyorsak, sofralarımızdan hiçbir gıda ürünü eksik olmuyorsa, dilediğimiz ürünü dilediğimiz yerde ve zamanda bulabiliyorsak, yarın için gıda korkusu yaşamıyorsak sizce bunları kime borçluyuz?

Devletini ve milletini hiçbir devlete muhtaç etmeyen, milletini asla kurda kuşa yem etmeyen, namerde muhtaç etmeden yaşantımızı devam ettirmemize katkı sağlayan sizce kimdir?

Ruhları üniformalı çiftçiler…

Nesillerdir her iki ayağı ile toprağa sağlam basan ve doğanın kaprislerine, ağır işin bedensel zorluklarına alışmış dirençli insanlardır. Dayanmak zorunda oldukları bütün zorluklara rağmen, toprağın onlara sağladığı yaşam güvenini özümsemiş, mütevazı bir yaşamı onurla sürdüren dik insanlardır. Tarlalara ekilen yalnızca tohum değildir. Çiftçilerimizin alın teridir, emeğidir, umududur, hayalidir…

Başka ülkeler teknolojide belimizi bükebilirler ama tarımsal üretimde asla! Eğitimli ve bilgili çiftçilerimizle teknolojiye karşı bakış açımızı değiştirirsek, birlikte hareket eder ve birlikte karar verirsek tarım adına yaptığımız her işte başarılı oluruz.

Tarım layığıyla yapıldığında, bacası tüten çoğu fabrikadan çok daha fazla getirisi olabilecek bir faaliyettir.

GÖREV AŞKI MI, KOLTUK SEVDASI MI?

Bir makam aşkı, bir koltuk kapma sevdası kol gezmektedir. Nedenini tarif etmekte gerçekten zorlanıyor insan! Günümüzün makbul davranışı makama gelebilmek, koltuğa iyice yapışmak için referans biriktirme modası! Hiçbir duruş sahibi olamayan bazı insanların tek yaptığı iş reklam… Suni pozlanmalar ve sahte gülücüklerle doldurduğu görev aşkı… Tabi yerseniz!

Çalıştığı kurumda veya yakın çevresindeki haksızlıkları görmezden gelip, hiçbir bedel ödemeden, her devrin kazananı olmayı meslek edinen garip insanlar. Herhangi bir makama gelebilmek için neredeyse istiareye yatıp, makamı orada görecek kadar ilerlettiler işi, maalesef.

Son model hareketlerin birinci sırasında sosyal medya hesaplarında, bol bol ayet, hadis paylaşmak var! Sanal yollardan yer yön bulmaya çalışarak; liyakatsiz, çapı düşük birçok insan makam kapma sevdasında!

Siyasetsiz bir tarımı düşünemeyen bu şahısların gündemi hiçbir zaman ülkemiz tarımı olmadı, üretim olmadı, verim arttırmak olmadı, çiftçi olmadı! Her şeyi sosyal medya hesabında sanal sanal yaşadılar, yaşıyorlar?

Sanal mücahitliğe yeltenen, makam beklentisine girmiş garip insanlar! Her hareketlerinin finalini makama çevirme uğraşıları hız kesmeden devam ediyor maalesef.

Peki, “bu insanlar koltuk peşindeler, bunlarla yapılan tarımdan bir şey çıkmaz” diyerek kenara mı çekileceğiz? Tabi ki hayır!

Atı alan Üsküdar’ı geçmiştir diye yan gelip yatacak mıyız? Tabi ki hayır!

Bize düşen, atla Üsküdar’a geçilmesine seyirci kalmamak olacaktır!

Ben de bir çiftçi çocuğuyum, çiftçi gibi çalışıyor, yaşıyor ve onlar gibi hissediyorum. Dolayısıyla çiftçilerimizin meselelerini, beklentilerini, hedeflerini yakından takip eden, asıl problemlerin kaynağını bilen, problemlerin çözümü için gece gündüz demeden mesai harcayan insanlardan biriyim.

Çok yakın bir zamanda yaşanan ani sıcaklık değişimleri ürünlerde ciddi anlamda zararlar oluşturdu, çiftçi perişan oldu. Yeterli tohumu ve parası olan çiftçi tarlasını bozup tekrar ürün ekti. Peki diğer çiftçiler?

Biz hâlâ TARSİM kapsamında mı değil mi onu tartışıyoruz. Adeta ders alıyoruz. TARSİM sigorta havuzu ise; oluşacak olan riskleri paylaşmalıdır. Ne oldu? Ders aldık… Don olayından, soğandan, patatesten her şeyden… Herkesin gündemi, ders aldık… Çiftçiler başı kesilmiş tavuk gibi sağa sola çırpınırken, hâlâ ders aldık demenin anlamı ne?

Tarımdan yeteri kadar ders aldık, artık ders almayı bırakalım. Bundan sonra alınan derslerin icraatını yapalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *