Bayram ve tatil

İnsan öğrendiğini kavramlaştıran, kavramlarıyla düşünen, düşündüklerini yaşayan, davranış haline getiren bir varlıktır. 

Bayram ve tatil günleri insanın ihtiyaçlarından doğmuş, ne anlama geldiğini öğrendiği iki önemli kavramdır. 

İnsan göçebe hayattan tarım toplumuna, sonra endüstri ve bilgi toplumuna, son yıllarda ise dijital topluma geçişle birlikte önemli değişimler geçirdi. Bu değişimlerin en önemlilerden biri insanı doğrudan etkileyen “çalışma hayatı”, diğeri ise çalışma hayatı dışında kalan “boş zaman”dır. 

Teknolojik gelişmelere dayalı olarak insan gücünün etkin kullanılmaya başlanması, insanların haftanın 7 günü, günde 12 saat aynı tempoda çalışması, özellikle sanayileşme sürecindeki Avrupa’da işçi sınıfının sendikal mücadelesine neden olduğunu biliyoruz. Bunun sonucunda işverenler sosyal politikalar alanında çeşitli araştırmalar yapmak zorunda kalmıştır.

İşte bu süreçte insanların dinlenmeye olan ihtiyaçlarının olduğu kabul görmeye başladı. Böylece sanayisi gelişmiş ülkelerde tatil ve dinlenme günleri, değişik şekillerde uygulanır hale geldi ve sosyal politikaların bir parçası halini aldı. 20. yüzyıla gelindiğinde ise, iş hukuku çalışma hayatının değişmez bir parçası oldu. Ülkemizdeki durumun ise 1924 ve 1935’te çıkarılan kanunlarla düzenlendiğini görüyoruz.

Gelinen noktada, tatil günlerini ve hafta sonu tatili anlayışını, sanayileşme sürecinin ve şehirleşme kültürünün sonucunda ortaya çıkan bir durum olarak görebiliriz. 

Tatil günleri, çalışanların bedensel ve psikolojik sağlığının korunması, sosyal ilişkilerin güçlenmesi, çalışanların iş dışında kendine zaman ayırması bakımından önemlidir. 

Günümüzde dini ve milli günler de tatil olarak algılanmaya başlandı. 

Aslında dini ve milli günler milli birliğin güçlendiği, insanların bir arada geçirdiği, sevinç ve neşe günleridir. 

Milli ve dini duygu ve şuurun sosyal hayatta tazelenmesine vesile olan günlerdir. 

Sosyal dayanışma ve barış şuurunun insanlara hâkim olduğu günlerdir. 

Aile bireylerinin bir araya geldiği, küçüklerin büyüklere saygı, büyüklerin küçüklere sevgi gösterdiği, dargınların kucaklaştığı, akrabanın kaynaştığı müstesna günlerdir. 

Bu günlerde toplumu oluşturan insanlar birbirleriyle kaynaşır, kişisel mutluluk yaşanır, millî birlik sağlanır ve toplumu rahatsız eden ayrılık ve düşmanlıkların yok olmasında etkili olur. 

Bu bakımdan değerlendirildiğinde, bayramlar tatil günü olmayıp toplum olarak bir ve beraber geçireceğimiz günlerdir. Ancak son zamanlarda bayramların toplumun tüm kesimlerinde tatille birlikte anılıyor olmasının kavram olarak anlam kaymasına neden olduğunu söyleyebiliriz. 

Bayram vesilesi ile büyük Türk milleti ile Türk-İslam âleminin Kurban Bayramını kutluyorum.