Fitne çemberi…


Belediye başkanı seçildiklerinden bu yana, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş arasında bir çekişmenin yaşandığı herkesin malumuydu.
Bu çekişme Özgür Özel’in “Şu anda takımda iki forvet var. Biri Mansur Yavaş, diğeri Ekrem İmamoğlu. Günü geldiğinde arkadaşlarımızdan biri cumhurbaşkanı adayı olacak” açıklamasının ardından adeta bir savaşa dönüştü.
Bu savaşın büyük kısmı sosyal medya üzerinden yürütüldü, iki tarafın trolleri birbirini yedi.
***
Trollerin kavgasını, parayı verenin düdüğünü çalan anket şirketlerinin taraf oluşu izledi.
Bir gün bir anket şirketi “Yavaş önde” dedi, başka bir gün başka bir şirket “İmamoğlu fark atıyor” anketi yayınladı.
Anketçiler kapışırken besleme gazeteciler de boş durmadı, gazete köşelerindeki, televizyon ekranlarındaki çarpışmalarla kavganın daha da körüklenmesi sağlandı.
***
Sosyal medya, anket şirketleri ve gazeteciler aracılığıyla verilen bu vekâlet savaşı, CHP’li iki belediye başkanının kavgalı oldukları iddiasının yalanlanması adına CHP yönetiminin işini kolaylaştırdı.
Ancak…
CHP’nin tüzük kurultayında İmamoğlu ve Yavaş’ın yaşadığı gerilim, artık ortada yalanlanacak bir şeyin kalmadığını net bir şekilde ortaya koydu.
***
CHP’nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağına dair oynanan oyunda, taraflar ilk kez birbirlerini herkesin gözü önünde hedef aldı.
Özgür Özel, yaşananların üstünü kapatmak istercesine pişmiş kelle gibi sırıtarak bir belediye başkanının elini tuttu, diğerinin omzuna kafasını yasladı.
Yetmedi, iki belediye başkanının el ele tutuştuğu fotoğrafı grup toplantılarında kullandı.
Bir yandan sahte birlik mesajları verdi, diğer yandan Cumhurbaşkanı adayını belirlemek için parti üyelerinin katılımıyla bir ön seçim yapılacağını duyurdu.
Özel’in sahneye sürdüğü “ön seçim” adlı yeni oyunla belediye başkanları arasındaki mücadeleye benzin dökülüp kibrit çakıldı.
***
Ekrem İmamoğlu, ön seçim tiyatrosunda başrolü kaptı
.Mansur Yavaş ise ön seçime mesafeli duruş sergileyerek farklı bir mevzide pozisyon aldı.
İmamoğlu’nun CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olarak ipi göğüslemesine kesin gözüyle bakılıyordu ki, bomba patladı.
İmamoğlu’nun diplomasının iptaliyle birlikte Yavaş’a gün doğduğu yorumları yapıldı.
***
İmamoğlu ve Yavaş hiçbir zaman açılışlarla, yerine getirilen vaatlerle, milletin sorunlarına getirilen çözümlerle yarışmadı.
Cumhurbaşkanlığı hevesiyle yanıp tutuşan CHP’deki iki İngiliz uşağı hizmette yarış yerine, kavga, kaos ve fitne çıkarmaktaki hünerlerini büyük bir ustalıkla sergiledi.
Peki, Ekrem İmamoğlu diploma şaibesi nedeniyle girdiği hukuki darboğazdan çıkamayacağını bilmiyor muydu?
Adı gibi bildiği için diploma iptalinden sonra yeni bir krizin fitili ateşlenmek istendi.
***
Ekrem İmamoğlu’nun girdiği girdaptan çıkış planı olarak ilginç bir öneride bulunuldu.
Mansur Yavaş’ın “yol arkadaşım” dediği Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla Cumhurbaşkanı adaylığını gündeminden çıkardığını açıklaması, Ekrem İmamoğlu’nun Özgür Özel’in yerine CHP’ye genel başkan olması ve Özgür Özel’in de CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak açıklanması gerektiği söylendi.
Yani…
Diploma iptali sonrası, partinin dümeni yeni entrikalara doğru kırması istendi.
***
Kimin hangi koltuğu kapacağından ibaret olacak CHP’deki iç savaşın ilk gününe güneş henüz doğmuştu ki, asıl bomba işte o an patladı.
Aralarında İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da yer aldığı çok sayıda kişi terör, yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları kapsamında gözaltına alındı.
Her partide olabilecek çekişmeleri savaşa dönüştürenler CHP’liydi.
Soruşturmaya dair yapılan açıklamaya göre, terör örgütü üyelerine belediyelerde alan açanlar, ihaleye fesat karıştırmak gibi yolsuzluklara bulaşanlar CHP’liydi.
İşin ilginci…
CHP’lilerin suça bulaştığını itiraf edenler de CHP’liydi.
***
Diploma krizi ve gözaltılar derken CHP’deki hesaplaşmanın ne denli derinleştiği anlaşıldı.
CHP yönetimi, aslında partisini bu duruma bile isteye soktu.
Bugünkü her şey, bizzat kendilerinin belirlediği fitne çemberinin etrafında şekillendi.
Ve artık o çember epey daraldı.