Dertleri ne alçak Apo'nun mektubu, ne TRT'deki alçak!
Yenilenen İstanbul seçimlerinden hemen önce teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın mektubunun Anadolu Ajansı vasıtasıyla hırpani kılıklı bir adam üzerinden servis edilmesi, kardeşi terörist Osman Öcalan’ın da TRT’de programa çıkarılması rezaleti hala tartışılmaya devam ediliyor. Bu tartışmayı CHP ve İP isimli iki parti özellikle gündemde tutuyor. Bu konuda bir duyarlılık ve hassasiyet sahibi olduklarından dolayı değil elbette… Hassasiyet sahibi olsalar denecek söz olmaz.
Amaçları teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu HDP ile yaptıkları ittifakı, Kandil ile yaptıkları güç birliğini, yine teröristbaşı Öcalan tarafından kurulan YPG’ye olan sevdalarını gizlemek için ellerine verilen malzemeyi kullanmaktır. Elbette böyle bir fırsat bulmuşlar sonuna kadar kullanacaklardır.
Fakat komik oldukları gibi yaptıklarının tek tarifi de yüzsüzlüktür.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç “Reytinglerde çok geride olan TRT, acaba reytingini terör örgütü ile mi yükseltmek istemektedir?” diye sormuş, İP Grup Başkanvekili Yavuz Ağıralioğlu ise “TRT'de bir terörist seçim sonuçlarını etkileyecek şekilde haberleştirilemez. Kırmızı bültenle aranan bir alçağa TRT mikrofon uzatamaz. Bunun arkasında kimler varsa bu iradeye imkanı kim oluşturmuşsa ortaya çıkacak. Salı günü TBMM Grup Toplantımızdan sonra 39 mebusumuzla birlikte TRT'nin yayın politikası, bu politikaya onay verenler, bunun arkasında imzası ve iradesi olanlarla ilgili suç duyurusunda bulunacağız." açıklamasını yapmış…
CHP ve İP isimli partiler, PKK, HDP, YPG, terörist Demirtaş, teröristbaşı Öcalan sevdalısı olmasa diyeceksiniz ki, CHP ve İP’in yetkilileri ne güzel konuşmuş öyle!
Terör örgütü PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile ittifak yapacaksın, şuan cezaevinde onanmış bölücülük cezasını yatan, “Başkan Apo’nun heykelini dikeceğiz” diyen, seçimlerden 1 gün önce “Sn. Öcalan'ın demokratikleşme ve barış için alacağı her türlü inisiyatifin yanında olacağımdan, başarısı için samimi çaba sarf edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın.” açıklamasını yapan PKK’lı Selahattin Demirtaş’a seçimden hemen sonra “Kendi özgürlüğünü düşünmeden, Türkiye’nin barışı için cezaevinden, ‘Türkiye’nin barışa, demokrasiye ihtiyacı var’ diye mesaj gönderen Selahattin Demirtaş’a teşekkür ediyorum” diyen CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya iken nasıl bir hassasiyetten bahsedilebilir?
Kemal Kılıçdaroğlu her eline mikrofonu aldığında da “Selahattin Demirtaş niye hapiste?” diye ağıtlar yakıyor. Selahattin Demirtaş’a “Küçük Öcalan” desen kim şaşırır?
İP Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray da bu “Küçük Öcalan” ile seçimden önce “vicdan kardeşliği” çağrısı yapıyordu.
Ya “rol yapacağım” diye kılıktan kılığa giren CHP ve HDP yancısı İP’lilere ne demeli?
Teröristbaşı Öcalan’ın “Eşit vatandaşlık” kavramını parti programına koy, teröristbaşı Öcalan’ın kurduğu HDP ile ittifak yap, HDP’yi “Kürtlerin siyasal temsilcisi” ilan et, "Bana göre Öcalan'a daha ılımlı, işte bir ev hapsi gibi imkân tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir" diyen adamı partinde Genel Başkan Yardımcısı yap, sonra terörist Öcalanlar üzerinden nutuk at… Laf ebeliğiyle prim yapmaya çalışan Yavuz Ağıralioğlu tribünlere oynamayı bıraksın da, sadece bu dört konuya cevap versin. Verebiliyorsa tabi!
CHP ve İP’in yaptığı cambaza bak oyunuyla suç bastırma ve PKK eksenli ilişkilerini örtbas etme çabasıdır.
Yoksa teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın HDP’ye yönelik mektubu “tarafsız kalın” yerine, “CHP’ye destek verin” şeklinde olsaydı zil takıp oynarlardı. Kandil’de “CHP’ye destek verin” demeyen teröristbaşı kaldı mı? CHP bunun karşısında tek cümle eleştiri yapabildi mi?
CHP ve İP’in tek kaygısı Kandil’i ve HDP’yi ürkütmemek üzere idi. CHP ve İP’ten Kandil ve HDP’ye zerre eleştiri getirebilen var mı?
CHP ve İP’in kaygısı “Öcalan’ın mektubu ortağımız HDP ile aramızı bozar mı?” şeklindeydi. Korktukları olmadı. Terörist Osman Öcalan’a da Kandil’in ölüm listesinde olduğu için karşılar. Terörist Osman Öcalan yarın bunlara destek olsun bağırlarına basarlar. Yani mesele ne milli hassasiyet, ne duyarlılık. Sadece “HDP ve Kandil yanımızdan çekilir mi?” korkusuydu.
Gelelim teröristbaşı Öcalan’ın mektubu ve terörist Osman Öcalan’ın TRT’de programa çıkarılması hadisesine… Bunu kim hazırladı, kim plandandıysa büyük bir rezaletin altına imza atmıştır. Terör örgütlerine karşı en ciddi mücadelenin verildiği bu dönem, böyle adımlar atılması akıl tutulmasıdır. Zeminini Bülent Arınç’ın hazırladığı, propagandasını Nagehan Alçı’nın yaptığı bu olaylar görüldüğü gibi CHP ve İP gibi partilerin ihanetlerine kılıf olmaktadır. Görüldüğü gibi hem Kandil ve HDP ittifaklarının zaferini kutluyorlar, hem de bu konu üzerinden dalga geçiyorlar.
Keşke TRT’ye Osman Öcalan denen şehitlerimizin katili bir alçağı çıkarmak yerine PKK’lı Demirtaş’ın şehit ettiği Yasin Börü’nün annesini, babasını çıkartıp “Ekrem İmamoğlu, çizgisini çok beğendiğin Demirtaş oğlumu şehit ettirdi” dedirtseydiniz, 15 Temmuz kahramanı şehit Ömer Halisdemir’in babası Hasan Hüseyin Halisdemir’i TRT’ye çıkartıp “Ekrem İmamoğlu, oğlum vatan için şehit olurken, sen oğlumun ismini nasıl bir caddeye vermek için tartışılır buldun, isim enflasyonu olur dedin?” diye sordurtsaydınız, Trabzonlu şehidimiz Eren Bülbül’ün annesini TRT’ye çıkartıp “Ekrem İmamoğlu sözde Trabzonlusun bir gün olsun oğlumun adını anmadığın gibi, katilleriyle ittifak yapıyorsun” dedirtseydiniz… Kılavuzu Bülent Arınç, Nagehan Alçı yaparsanız elbette bunları düşünemezsiniz…
Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağa değmediği gibi, CHP ve İP’in siyaset dansözleri kendi ihanetlerini kapatmak için bu konunun üstünde raks edip duruyor.