24 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Türkiye için ne değişir?

YAYINLAMA:
Türkiye için ne değişir?

Dünya, yeni bir belirsizliğin ve kaosun eşiğinde mi? Pensilvanya'daki mitingde yaralanan Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın ölümden kıl payı kurtulması, onu başkanlık yarışında daha da güçlü bir figür haline getirmiş gibi görünüyor. Bu olay dünyanın dengelerinin değişeceğine dair distopik senaryoların fitilini ateşlemiş durumda. Son zamanlarda Üçüncü Dünya Savaşı senaryolarının devlet başkanlarının söylemlerine kadar yansıması da cabası.

Ancak Trump’ın yeniden başkan seçilmesiyle seçilmemesi arasında gerçekten abartıldığı kadar büyük bir fark olabilir mi? ABD'nin dış politikaları, Trump ve Biden yönetimlerinde büyük ölçüde benzerlik gösterdi. Özellikle Türkiye’nin bölgesel güvenlik endişeleri bakımından iki lider arasında ciddi bir farkın olmadığı bile söylenebilir. Biden PKK’yı desteklerken, dün Trump da benzer politikalar izliyordu ve PKK’ya operasyon düzenleyen Türkiye’yi "ekonominizi mahvederim" diyerek tehdit ediyordu.

Trump döneminde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, özellikle S-400 alımı, YPG/PKK'ya verilen destek ve Rahip Brunson krizi gibi konular nedeniyle oldukça çalkantılıydı. Trump’ın Türkiye’ye yönelik beş kez yaptırım uyguladığını da anımsamak gerekiyor. Bu bağlamda Trump’ın yeniden başkan seçilmesi ya da Biden’ın görevde kalması, Türkiye açısından büyük bir fark yaratmayabilir.

İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmün ve soykırımın dünyadaki en büyük destekçisi ABD Başkanı Biden iken, Trump da verdiği demeçlerle bu konuda pek farklı olmadığını gösterdi. Trump, İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını açıkça destekleyerek İsrail’in "işi bitirmesi" gerektiğini vurguladı. Yeniden seçilmesi halinde üniversite kampüslerindeki Filistin yanlısı protestoları bastıracağını ve bu protestolarda yer aldığı tespit edilen yabancı öğrencileri sınır dışı edeceğini de belirtti.

Biden’ın başkanlık döneminde yaptığı gaflar, havayı selamladığı tuhaf davranışlar ABD’nin başkansız da yönetilebilen bir devlet olduğunu gösterdi. ABD’nin politikaları, kişilere değil, kurumsal ve stratejik yaklaşımlara dayanıyor. Bu durum, kimin başkan olduğundan çok, ABD’nin genel stratejik hedeflerine odaklandığını ortaya koyuyor.

Demek oluyor ki vaziyet, al birini vur ötekine durumundan ibarettir. ABD’de kimin başkan olduğundan daha mühimi, Türkiye’nin değişen koşullara karşı nasıl reaksiyon göstereceğidir. ABD’de kimin başkan olduğu küresel dengeleri etkileyebilir ancak Türkiye’nin kendi stratejik hamleleri ve bağımsız politikaları bu etkileri dengeleyebilir. Türkiye’nin bölgesel ve küresel çıkarlarını koruyarak kendi yolunda ilerlemesi, gelecekteki zorlukları aşmasında belirleyici olacaktır.

 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *