23 Kasım 2024
weather
16°
Twitter
Facebook
Instagram

Yanlış hesap Tel Aviv’den döner!

YAYINLAMA:
Yanlış hesap Tel Aviv’den döner!

İsrail’in acımasız saldırılarıyla binlerce can toprağa karışırken, yüzbinlerce insan açlığın, susuzluğun ve salgın hastalıkların pençesinde kıvranıyor. Savunmasız çocuklar, kadınlar ve yaşlılar hedef alınıyor, savaşın ötesinde bir barbarlık sergileniyor. 

Bu sadece toplu bir cinayet değil, apaçık bir soykırımdır. 

Filistinlilerin yaşadığı acılar ve maruz kaldıkları zulüm dünyanın vicdanını kanatırken İsrail Başbakanı Netanyahu’nun Amerikan Kongresi'nde alkışlanması, suç ortaklarının utanmaz beraberliğinden başka bir şey olmamıştır.

İsrail ile ikili ilişkilerini sürdürmek isteyen Arap devletleri rezil bir sükûnet içinde kaybolurken, Türkiye'nin sesi, Filistin’deki vahşeti ve insanlık dışı uygulamaları kınamaya devam ediyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’in kötülüğüyle mücadele edebilmenin güçlü bir Türkiye’ye bağlı olduğunu vurgulamasının ve "Nasıl Karabağ'a gittiysek oraya da gideriz" demesinin ardından İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz'ın "Sonu Saddam gibi olur" sözleriyle tehdide kalkması, İsrail’in suçluluk psikolojisini ABD’nin emperyal gücüyle bastırma taktiğini bir kez daha göstermiştir.

Irak'ı işgal edip Saddam Hüseyin’i idam eden ABD, emperyal gücüne güvenerek İsrail’e sınırsız bir dokunulmazlık sağlıyor. Bu güvenceyle hareket eden İsrail de Filistin topraklarında katliamlarını pervasızca sürdürüyor.

Bazen yanlış bir tabirle “İsrail-Filistin savaşı” diyoruz ama ortada bir savaş değil, resmen bir soykırım var. 

Mustafa Kemal Atatürk’ün Anzak askerlerinin annelerine hitaben söylediği "Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır" sözlerinde Türk milletinin göğüs göğse çarpıştığı düşmanının bile ölüsüne saygı göstermesi vardır. 

İsrail ise çocuk bedenleri üzerinde işkence uygulamaktan keyif alan, okulları, hastaneleri ve sivil yerleşimleri vuran namert düşmanın ta kendisidir. İsrail askerlerinin paylaştıkları videolarda "öldürecek çocuk arıyoruz" demeleri bile ne denli lanet bir zihniyette olduklarının göstergesidir.

Yüzyıllardır mazlumların sığınağı olan Türk milleti, tarih boyunca Yahudilere de büyük yardımlar yaptı, onları çeşitli zulümlerden korudu. 

Osmanlı İmparatorluğu İspanya'dan sürgün edilen Yahudilere yeni bir yuva sağladı. Nazi zulmünden kaçan bazı Yahudileri Türk vatandaşı göstererek kurtaran Türkiye Cumhuriyeti idi. 

Bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi lideri Recep Tayyip Erdoğan, kadim kültürümüzün gereklerini yerine getirerek masum insanların yanında yer almaktadır. 

Bir zamanlar kendilerine de kol kanat geren kadim bir medeniyetin şimdiki liderini, çadır devletini darbeyle ele geçiren Saddam Hüseyin ile kıyaslamak ve "Sonun onun gibi olur" diye tehdit etmek, hesap işlerinde becerikli olan Yahudiler açısından büyük bir yanlıştır. 

Bu yanlış hesap Bağdat’tan da Tel Aviv’den de döner. Mazlumların arşa yükselen çığlık ve dualarıysa er ya da geç bu zulmün hesabının görülmesine vesile olacaktır. 

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *