19 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
HAFİF YAĞMUR
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Kısıtlı su, kısıntılı sulama!

Kısıtlı su, kısıntılı sulama!

YAYINLAMA:

Kim ne derse desin değişik bir toplumumuz var. Kendine has davranışları, uygulamaları, sabrı, tevekkül, direnişi ve daha birçok özelliği olan bir ülkeyiz. Birçok güzel özelliğimizin yanı sıra “Bu huyumuzdan vazgeçsek!” diyeceğimiz huylarımız da var. “Yumurta deliğe gelmeden harekete geçmeme” ve sürekli “unutkan” tavırlar işte bunlar beğenmediğimiz yerleşik tavırlarımızdan birkaç tanesi…

Bütün kötü işaretleri gördüğümüz durumlarda bile aksi bir şey olacağına bir türlü inanmak istemeyiz. Büyük bir tevekkül ile bütün işlerimizi önce “Allah’a”, sonra “kutsal devlet”e emanet etmişizdir.

Su konusundaki tavrımızın bu genel tavır dışında olması da beklenmemelidir. Bugün buradan küresel bir ısınma var mıdır yok mudur bunu tartışma konusu yapmayacağım. Küresel ısınma bugün kendisini farklı şekillerde zaten göstermektedir. Ancak su ile ilgili her problemi de “Küresel Isınma”nın sırtına yüklersek kolaycılığa kaçmış oluruz. 

Su kaynakları, iklim değişikliği, nüfus artışı, sanayideki gelişme, çevre kirliliği gibi faktörlerin olumsuz etkisi altında olduğu gibi gelecekte bu durumun daha büyük ölçülerde sıkıntı yaratacağı günler bize çokta uzak değil.

Son yıllarda ülkemizde bu durum toprak ve su kaynaklarının optimum biçimde kullanılması ve üretim planlarının hazırlanmasını kapsayan sulamaya yönelik çalışmalara hız verilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmıştır.

Günümüzde benimsenen en önemli sulama stratejisi, bitkinin ihtiyaç duyduğu sulama suyunu kök bölgesindeki toprağa gereken zamanda ve kontrollü vermektir. Böylece tarımsal amaçlı kullanılan su miktarı kontrol altına alınmış, yağışların ve sulama suyunun etkin kullanımını sağlayacak sulama yöntemi kullanılmış, suyun sınırlı olduğu yerlerde bitkilerin belirli gelişme dönemlerinde su kısıntısına gidilerek su tasarrufu sağlanmış ve tasarruf edilen suyu diğer üretim alanlarına dağıtarak daha fazla alanın sulanması sağlanmış olacaktır.

Sulama suyunun kısıtlı ve pahalı olduğu ülkemizde su tasarrufu sağlayabilecek yeni yöntemlerin seçimi yanında kısıntılı sulama uygulaması da bir alternatif değil artık zorunluluk olarak göz önünde tutulmalıdır. Kısıntılı sulama, belirli seviyelerde su eksikliğine ve bitki veriminde azalmaya izin veren bir yaklaşımdır. Sulu tarım işletmesinde gerek yeterli gerekse kısıtlı su koşullarında su kullanım etkinliğini arttıran ve aynı su ile daha fazla gelir elde edilmesini sağlayan tedbirlerden biri de işletme için optimum bitki deseninin belirlenmesidir. 

Aylardır gerek görsel medya da gerekse yazılı basında; “tarımsal üretim planlaması” çatısı altında “optimum bitki deseni” çalışmalarının hedefinin “işletme gelirini maksimize etmek ve kısıtlı su kaynaklarını etkin kullandırmaktır” diye üzerinde duruyorum!

Sevgili üreticiler ve tarım dostu okurlarım; ülkemizde yeterli su koşulunda optimum bitki deseni konusundaki çalışmaların yıllardır yapılmasına karşılık bunların uygulamaya aktarıldığını söylemek güçtür. Kısıtlı su koşulunda optimum bitki deseni konusundaki çalışmalar ise henüz çok  yenidir, bu konuda ayrıntılı çalışmalar yapılmasında ve sonuçların çiftçilere benimsetilebilmesi için sulama kooperatifleri ve sulama birlikleri gibi kuruluşlarla ortak çalışma yapılmasında son derece yarar var.  

MAĞDURİYET YAŞANMASINA ENGEL OLMAK ADINA SAYIN YUMAKLI ÇIRPINIYOR!

Devlet Su İşleri (DSİ) kaynak gösterilerek, Sulama Birlikleri tarafından köy ve mahalle muhtarlıklarına yazılan resmi yazılar genel olarak bilgi vermek ve ileride üreticilerin mağduriyet yaşamasına engel olmak adına yapılan iyi niyetli uyarılardı. Maalesef, bu yazışmalardaki mesajlar genel itibariyle yanlış anlaşılmış gözüküyor.

Bu konu ile alakalı “depolama tesislerinde bulunan tarımsal sulama suyunun azalmasına işaret ederek ve suyun tasarruflu kullanılmasına” özellikle vurgu yaparak açıklama yapmak ta Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı’ya kaldı.

Sayın Yumaklı; “Çukurova’nın kalbi Adana’da, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğümüzce inşa edilmiş olan barajlar içerisinde yalnızca Seyhan Barajı’ndan her yıl 1 milyon 760 bin dekar tarımsal arazi sulandığını, 11 adedi baraj, 1 adedi gölet ve 39 adedi sulama tesisi olup hizmete alınan tesisler sayesinde Adanalı çiftçilerimiz için yıllık 10 milyar TL zirai gelir artışı sağlandığını. Ayrıca Çatalan Barajı’nda toplamda 1,73 milyar metreküp ilave su depolanacağını arazideki meyve bahçeleri ve diğer ekili ürünlerin sulanması maksadıyla kanallara su verme işlemi planlandığı şekilde devam ettiğini, ancak barajlardaki su miktarı sadece ekili ürünlere yetecek miktarda olup, Eylül ayında 3. ürün ekimi yapılması halinde sulama suyunun bu alanlara verilememesi riski bulunmaktadır” sözleriyle çiftçileri sulama suyunu tasarruflu kullanmaları konusunda uyarılarda bulundu. 

TARIMDA AYNI DİLİ KONUŞABİLMEK!

Sahaya inilmeden, çiftçinin bakış açısını anlamaya çalışmadan, çiftçiyle hasbihâl edilmeden, sahayla aynı dili konuşamadan, mevcut durum ve etki analizi yapılmadan, DSİ’nin klimalı odalarında toplantılar yaparak, koridorlarında volta atarak; kurumlara, birliklere yüksekten su tasarrufu yazıları yazılırsa yanlış anlaşılmalara ebetteki mahal verecektir. Dolaysıyla bu ve benzeri açıklamalar yapmak Tarım bakanının görevi olmamalıdır. Bu ve benzeri uyarılar, açıklamalar, planlamalar DSİ genel müdürlüğü uhdesinde açık, net ve anlaşılır bir dille yapılmadır. 

Genel müdürlük düzeylerindeki bilgi ve paylaşımları genel müdürlükler yapmalı ve bağlı bulundukları bakan yardımcılarına bilgi notu sunulmalıdır. Bakan Bey’in genel müdürlük düzeylerindeki bilgi ve paylaşımlara enerjisi harcanmamalıdır. 

Nasıl ki futbolda sürekli “Teknik Direktör” değiştirmekle başarılı olunmuyorsa sürekli “Tarım Bakanı” değiştirmekle de (22 yılda 8 tarım bakanı) başarı sağlanamıyor, maalesef. Takımların, ellerindeki futbolcuların tarzına bağlı olarak kullandığı farklı bir diziliş vardır. Tarım bakanlığında yıllardır aynı yüzler, aynı kişiler, eş dost, okul arkadaşı, dönem arkadaşı, hatırı sayılı reverans tercihleriyle liyakatsiz 4-2-3-1 dizilişi kullanılıyor. Oysaki 4-3-3 dizilişi var, 4-4-2 dizilişi var, 3-4-3 dizilişi var, 4-5-1 dizilişi var.

Neden farklı dizilişler kullanmayı tercih etmiyoruz?  

Sürekli gol yiyen bir kaleci,  rakip oyuncuyu tutamayan sol ve sağ bekler, pas veremeyen, koşamayan ve hızı belirleyemeyen, top dağıtımı yapamayan orta saha ve gol atamayan ileri uç oyuncusu…

Son söz: Dizilişler ve kendilerine verilen rolleri yerine getiren oyuncular, bir futbol takımının başarısının anahtarıdır. Tarım da aynı; her yönetici, becerisine ofis ve saha IQ’suna bağlı olarak bir konumda yer almalıdır. 

Başarı hiçbir zaman kolay değildir. Her zaman ulaşılacak hedefleriniz vardır ve bunu yaptığınızda, ulaşmanız gereken daha yüksek seviyeler karşınıza çıkar. Sürekli gelişme ihtiyacı duyarsınız. Oyunda da böyledir ülkemiz tarımında da... 

Sağlıcakla kalın

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *