24 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Bu hesap kapanmaz!

YAYINLAMA:
Bu hesap kapanmaz!

Filistinli çocukların yaşadığı acıları görmezden gelen sessizliğimizden, her patlayan bombada onlara yalnızlık hissini yükleyen kayıtsızlığımızdan ötürü cehennemin en dibine girsek azdır. 

İsrail denen melun devletin ne ahlakı, ne şerefi, ne de vicdanında insanlık kırıntısı vardır. Yaratılmışların en aşağılığı olan bu katil sürüsünün bütün masumların gırtlağına çökeceği artık şüphe götürmez bir gerçektir. 

Oysa çocuklar, insanlığın en saf, en masum yanıdır. Onlar, hangi coğrafyada doğarsa doğsun, hangi kavmin mensubu olursa olsun, insanlığın ortak mirası, öz evlatlarıdır. 

Bir çocuğun gözyaşı, dil, din, ırk tanımaz; bir çocuğun acısı, bütün insanlığın vicdanını sızlatır. Ancak ne acıdır ki, dünya tarihinin kirli sayfaları bu masumların kanlarıyla yazılmıştır.

Hangi düşmanlık, hangi çıkar çatışması, hangi ideoloji ya da siyasi hesap, masum çocukların canını almak için yeterli bir gerekçe olabilir?

Allah’ın Kahhar ismiyle kahredeceği İsrail tüm zamanların en büyük bebek ve çocuk katliamını kısa bir zaman diliminde gerçekleştirerek tarihin en namussuz rekorunu kırmıştır.

Filistinli çocuklar küçücük elleriyle umutlarına tutunmaya çalışırken, kendilerinden kilometrelerce uzaktaki konforlu hayatlarında sadece haber başlıklarına bakmakla yetinen bizleri affetmelidir.

Gözlerindeki korkuyu, dudaklarındaki titremeyi, yüreklerine yerleşen o tarifsiz çaresizliği anlayıp da hiçbir şey yapamıyor olmanın vebali büyüktür. 

Affetsinler bizi, çünkü yaşadıkları kıyımı normalleştiren, minicik bedenlerine kesilen en acı faturayı gündelik hayatın sıradan bir parçasıymış gibi gösteren bu dünyanın ağırlığı, adımlarımızı bağlamıştır.

Peki, bu sessizliği nasıl taşırız? 

Filistinli çocukların gözyaşları ve tertemiz kanları her gün toprağa karışırken, bizler nasıl olup da gözlerimizi başka yöne çevirebiliriz? 

Haber bültenlerinde birkaç saniyelik görüntülerle geçiştirilen bu dram, maatteessüf, hayatlarımızdaki kısa bir parantezden ibaret mi kalacaktır?

Dünyanın dört bir yanında çocuklar oyun oynarken, Filistinli çocuklar nüfustan düşürülmeye devam mı edilecektir?

Ve biz, onların acı çekerek yok oluşlarını türlü bahanelerin ardına saklanarak kabullenirken bu utançla yaşamak nasıl mümkün olacaktır?

Bu utancı bir an önce yere sermek, farz-ı kifaye değil midir? Elbette öyledir, zira bu zulüm döngüsünü kıracak olanlar, Allah’ın adaletini dünyaya hatırlatacak iradeye sahip olanlardır.

Libya çöllerinde emperyalizme karşı direnen, işgal ordularını geldikleri gibi gönderen, Kıbrıs’ta, Karabağ’da, vatan toprağını kanıyla sulayarak canlandıran mukaddes ruhumuzun istikameti bugün Filistin topraklarına çevrilidir.

Sadece zalimi durdurmak da bundan böyle kâfi değildir. Onun zulmünü sürdürmesine zemin hazırlayan her türlü yapı, ilişki ve tarihi koşul da ortadan kaldırılmalıdır. 

Bugün bölgemizde yaşanan acıların ve kaosun arkasında, dış müdahalelerin ve emperyalizmin karanlık eli vardır ve bu zulüm döngüsü gerçekten sona erecekse, bu bölgeyi kuşatan kirli ellerin parmaklarının da tek tek kesilmesi tarihi bir vecibedir. 

Bu coğrafyada adalet yeniden tesis edilmeden, masumların gözyaşları sevince dönüşmeden, ne tarih ne de vicdanlar huzur bulmaz. Adaletin kılıcı, haklı olanın elinde parlamadan bu hesap kapanmaz.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *