24 Ekim 2024
weather
14°
Twitter
Facebook
Instagram

Tuncay Özkan’ın çirkin üslubu ve CHP’deki çıkar çatışması

YAYINLAMA:
Tuncay Özkan’ın çirkin üslubu ve CHP’deki çıkar çatışması

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik kullandığı hakaretamiz sözler, siyasetin asgari nezaket sınırlarını aşan bir edepsizlik örneğidir. Tuncay Özkan kendisine ve muhitine pek de yabancı gelmeyen, küfür ve aşağılamaya endeksli muhalefet dilini yeniden canlandırarak kulakların pasını silmiştir.

Gelgelelim Tuncay Özkan’ın yüzeyde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik gibi görünen ifadeleri, aslında "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" misali, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i “yumuşama stratejisi” üzerinden vurmaya yönelik gizli bir darbe olarak da okunabilir.

Özgür Özel’in izlediği normalleşme stratejisi, görünürde iktidarla daha ölçülü ve diyaloga açık bir dil kullanma amacını taşımakla birlikte, aslında iktidara daha yakından vurmayı hedefleyen incelikli bir saldırı planıdır. Bu böyledir ama CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu siyasi yönelimi Tuncay Özkan’ın yer aldığı parti içi kliğin atılımlarına bir kaldıraç vazifesi görmüş durumdadır. 

Tuncay Özkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadık adamlarından birisidir. Hatta Kemal Bey’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını organize edenlerin başında Tuncay Özkan’ın geldiği iddia ediliyor. Kendisinin “Kemal Kılıçdaroğlu'nun aday olmasından büyük mutluluk duyarım. Sayın Kılıçdaroğlu aday olursa yüzde 100 kazanır” tweeti bu iddiayı güçlendiren bir örnek.

Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlık makamından mahrum edilince, dönüş biletini Özgür Özel’in normalleşme/yumuşama stratejisinin eleştirisi üzerine kurdu. Sık sık "Bu iktidarla görüşülmez, mücadele edilir" şeklindeki eleştirileriyle Özgür Özel’i parti içinde sorgulatacak adımlar attı. 

Buraya kadar, eski bir genel başkanın müşkülpesentliği olarak görülebilecek bu eleştiriler yeni dengelerin kurulma sinyalleriyle farklı bir boyut kazandı.

Kendisini genel başkanlık makamından eden değişim dalgasının baş aktörü olan Ekrem İmamoğlu ile arası açık olan Kemal Kılıçdaroğlu düğünler, ev ziyaretleri ve farklı vesilelerle, Ekrem İmamoğlu ile sık sık yan yana gelmeye başladı.

Anlaşılan o ki, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda Özgür Özel’den güvence isteyen ama alamayan Ekrem İmamoğlu’nun son kozu Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden denkleme katmak oldu. Ekrem İmamoğlu, bu hamleyle iki hedefi birden gözetiyor olmalı: Bir yandan Özgür Özel’e siyasi şantaj uygulayarak, diğer yandan Kemal Kılıçdaroğlu’nu yeniden genel başkanlık koltuğuna oturtma planları yürüterek Cumhurbaşkanlığı adaylığını çifte mühürle garanti altına almak…

Haliyle, Tuncay Özkan’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan çirkin üslubu, parti içinde hareketlenen güç savaşının işaret fişeği olma özelliğini taşıyor.

CHP’deki güç dengelerinin ardındaki çatışmalar, aslında partinin derinliklerinde kaynayan kaos ve kargaşanın yüzeye vurmuş halinden ibaret. Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu arasında süregiden bu mücadele, ideallerin değil, kişisel çıkarların, alan kapma hırsının ve menfaat çatışmalarının ürünü.

Birbiriyle kavgalı, didişen, sürekli olarak iç hesaplaşmalarla boğuşan, kendi iç huzurunu sağlayamayan, liderlik koltuklarını kişisel hırslarla kapışan bu yapının bu ülkeye ne faydası dokunabilir? Daha kendilerine bir hayırları yok…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *