Yavaş yavaş sıvışmış!
Şehit cenazesinde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yediği yumruk ve linçten zor kurtulmasının tartışmaları yanında, bir başka tartışılan konu da olay yerinden kaçıp giden CHP’lilerin varlığıdır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu şehidimizin cenaze töreninin yapıldığı alana geldiği andan itibaren büyük öfke ve tepki gördü. Alana adım attıkça yuhalamalar, hakaretler arttı. Olayların büyüyeceği ilk andan itibaren belliydi. Böyle bir atmosferde CHP’lilerin ne yapması beklenir. Kendi genel başkanları etrafında etten duvar olması beklenir değil mi?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında koskoca alanda 2-3 yönetici kalmış, geri kalan CHP’liler topuklamış kaçmıştır. Bu kaçanların başında da Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş gelmektedir.
Kendi de kalabalıktan çok büyük tepki alan Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanında durmak yerine arkasına bile bakmadan kaçmıştır. Hatta kaçarken sivil araç bile aradığı iddialar yanındadır. Yanında da CHP’nin devşirdiği eskiden Ülkücülük sıfatını taşımış kişiler varmış…
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli olaylara yönelik açıklamasında “Gizli kapaklı hiçbir şey kalmamalıdır. Provokasyon varsa, oyun varsa, tuzak varsa, organize bir tertip ve tezgâh kurulmuşsa mutlaka deşifre edilip sonuçlar milletimizle paylaşılmalıdır. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın olay mahallinden Genel Başkanı’nı bırakıp kaçması titizlikle araştırılmalı, olayların içinde parmağının olup olmadığı analiz edilmelidir.” değerlendirmesinde bulunmuştur.
Şehidimizin cenaze töreninde olan, olaylar başladığında Kemal Kılıçdaroğlu’nun eve sığınması anında, evden çıkarılma anında hep sağduyulu yönlendirmeler yapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanından hiç ayrılmayan, olayların büyümemesi için elinden geleni yapan MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mevlüt Karakaya da “Sayın Kılıçdaroğlu’yla Mansur Yavaş cenaze namazında yan yanaydı ardından resmi geçit töreni için Kılıçdaroğlu yalnız geldi yanında Sayın Yavaş yoktu. Mansur Yavaş orada hiç görüntülerde yok nereye kaçtı?" açıklamasını yaparak MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin dikkat çektiği konuya canlı şahit olarak katkılarda bulunmuştur.
Daha sonra da ANAP Genel Başkanı İbrahim Çelebi de olaylar esnasında şahit olduklarını “O esnada sivil bir arkadaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ın yanına gelerek "Başkanım seni buradan çıkarmamız lazım" dedi. Biz buna bizzat şahidiz. Mansur Yavaş genel başkanını bıraktı, onu uyaran kişiyle beraber kalabalığın içerisinden tabiri caizse sıvıştı" sözleriyle ifade etmiştir.
“Kaçma ve sıvışma” haline olay yerinde olanların hepsi şahit…
Mansur Yavaş’ın kendi kaçması ve sıvışması hakkında "Kemal Bey ile o anda ayrılmamızın sebebi, onu arabanın arkasına koydular. Cenazeyle beraber oraya götürdüler. Benim etrafımda da Çubuklular vardı. Biz geçemedik. Daha sonra beni fark ettiklerinde biz geçtik ama aramızda 40-50 metre mesafe oldu. Toz toprak kalktı. Sol taraf boştu. Yani sağ taraftan götüreceklerine soldan götürse vatandaşa daha uzak olurdu diye düşünüyorum.” Şeklinde tuhaf ve tekrardan izaha muhtaç açıklama yapması da herkesi hayrete düşürmüştür.
“Genel Başkanını niye bırakıp kaçıp gittin?” sorusunun cevabı bu mudur?
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin kendisiyle ilgili tespitleri sorulduğunda ise “Bahçeli'ye cevap vermeyeceğim, polemiğe girmeyeceğim” diyebilmiştir. Nasıl bir cevap vereceksin ki?
Seni Beypazarı Belediye Başkanlığından alıp, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı yapmış, daha sonra MHP MYK üyesi yapmış MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi bir yıl içinde hançerlemiş birisinin Kemal Kılıçdaroğlu için ne yapmasını bekleyebiliriz ki?
O Kılıçdaroğlu ki, “Maneviyatsız CHP” diye hakaret ettiğin halde seni önce 2014, sonra da bu seçimlerde aday yaparak belediye başkanı olmanı sağlamıştır. Senin vefan linç ortamında genel başkanın olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu olay yerinde bırakıp kaçmak mıdır?
Bir insan öleceğini bilse bile, genel başkanını böyle bir ortamda bırakıp kaçar mı? Bırakıp kaçmak delikanlılığın kitabında yazar mı?
Gerçi biz Mansur Yavaş’ın korkaklığını, HDP’li Hasip Kaplan’ın "Mansur Yavaş, Seni öyle bir rehabilite ederiz ki feleğin şaşar. Aklın tavana vurur, Edepsiz..!" tehditleri sorulduğunda “HDP’liler rehabilite edilmeli” derken dilim sürçmüş olabilir.” Şeklinde attığı geri adımda bir kez daha görmüştük. Böyle biri kaçmış, sıvışmış onu konuşuyoruz…
Onun huyudur yavaş yavaş kaçar ve sıvışır…
Gün gelecek mahkemelerde köşeye sıkıştığında da “CHP, İP, HDP yükünü kaldıramıyorum” diye CHP’den de nasıl kaçtığına ve sıvıştığına şahit olacağız. Zübük serisi devam ediyor.