ABD'nin S-400 baskısı ve Türkiye'deki truva atları
Tarihten günümüze kadar bakın, Türk milletinin beka meselesi her dönem devam etmiştir. Sırf Anadolu’yu vatan yaptığımız günden bugüne, bu topraklarda yaşananları hatırlayın, Osmanlı İmparatorluğunun başına gelenleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun öncesi ve sonrası yaşadıklarımızı yanyana koyun her saniye bu ülkenin beka meselesi olduğunu anlarsınız. Bunu bir türlü anlamayan ahmaklar, bir de Türkiye’nin beka meselesinin olmadığını iddia ederek Türk milletinin şuurlu ve dikkatli davranmasını engellemek için düşmanlara çalışan Truva atlarıdır.
Ahmaklar ne derse desin, Truva atları ne yaparsa yapsın Türkiye’nin bir beka meselesi vardır. Bölgemizde Irak’ın, Suriye’nin hali ortadadır. İran’ın sürekli hedef olarak gösterilmesi yeni bir emperyalizm odaklanması olarak önümüzdedir. Terör örgütlerinin Türkiye üzerindeki maşa görevi yapan terör eylemleri yıllardır aralıksız devam etmektedir.
Türkiye’nin terörle mücadelesi devam ettiği gibi, milli savunma konusunda da hem kendi üretimini yaparak, hem de başka ülkeden gerekli silahları satın alarak önlemlerini sağlamaktadır.
Rusya’dan S-400 alma durumu da bu önlemlerden birisidir.
Şu anda dünyada kullanımda olan en iyi hava savunma sistemlerinden biri olarak gösterilen S-400, Rusya’nın geliştirdiği bir füze savunma sistemidir. Hemen sınırımızda terör örgütü PKK’ya tonlarca tır dolusu silah yardımı yapan ABD, Türkiye üzerinde hangi hesabı yapıyorsa, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 almasına ısrarla karşı çıkmaktadır.
Hatta bunun için Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisine sunulan yeni karar tasarısında Türkiye’nin S-400’leri alması durumunda F-35 programından çıkarılması, F-35 satışının durdurulması ve Türkiye’ye yönelik yaptırım uygulanmasını istenmiş, birçok ABD’li yetkili “Teslimat tamamlanırsa Türkiye ciddi ve olumsuz sonuçlar ile karşılaşır” tehdidinde bulunmuştur.
ABD Dışişleri Bakanlığı Danışmanı John Sitilides, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 alması durumunda ABD tarafından yaptırımlar getirileceğini belirterek, “Trump, Türkiye’yi ekonomik olarak cezalandıracağı konusunda çok kesin konuştu. Türkiye bunu kaldıracak durumda değil” diyerek Trump’un bu konudaki duruşunu da netleştirdi.
ABD bunu “dünya barışı için” yapıyor desen, kendi oluşturduğu kan okyanusu içinde yüzen ABD’nin zaten bunu yapması varoluşuna aykırıdır. Terör örgütlerini silaha boğan ABD’nin Türkiye’nin savunma sistemine bu derece karşı çıkıyor olması bekamızın gerçekten kırmızı alarm verdiğini göstermektedir.
Kendi yönlendirmesiyle Türkiye’yi bölmek, parçalamak isteyen terör örgütlerine ordu kurmaya kalkan, onlara her türlü silah yardımı yapan ABD’ye yakışan da zaten Türkiye’nin milli savunma sisteminin güçlenmesine ve bölgesinde işbirliği yapmasına karşı çıkmaktır. ABD karakterini ortaya koyduğu gibi içimizdeki ABD’nin Truva atları da boş durmamaktadır.
ABD’nin silahla beslediği terör örgütü YPG’yi “Vatanını koruyan oluşum” olarak gören CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, Türkiye’nin Rusya’dan alacağı S-400 hava savunma sistemine karşı çıkarak, “Hükümet S-400’lerle ilgili kararını yeniden gözden geçirmeli.” diyerek, 4600 teröristin öldürüldüğü Afrin operasyonuna ilk karşı çıkan partinin Genel Başkanı olan Meral Akşener’in “S-400’lerle ilgili bir duyumum var. Umarım doğru değildir. Büyük bir güvensizlik neticesinde sarayın korunması için alındığına dair bir duyumum var. Umarım doğru değildir.” diyerek, HDP Milletvekili Garo Paylan ”Ekonomimiz bu kadar kırılganken S-400 füzesinin alınması yangına benzin dökecektir. Acilen S-400 füzesi alımından vazgeçilmeli” diyerek, HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli ise “Türkiye’de ısrarla savaş politikası, ısrarla bu düşmanlık Kürt düşmanlığı inanılmaz bir silahlanma harcaması var. Bakın S-400’ler. Türkiye’nin S-400’e nerede ihtiyacı var? Biz hangi ülkenin hava tehditi altındayız? Suriye’nin mi? Suriye perişan olmuş ne hava tehditi. Kimin tehditi altındayız?” diyerek ABD’nin safında yer tutmuştur.
CHP’nin televizyonu Halk Tv’de “15 Temmuz’da uçaklar bombaladı ya, bir darbe daha olursa biz kendi uçağımızı vuracağız o füzelerle. O yüzden Saray’ın etrafına kuracaklarını düşünüyorum.” diyen yorumculara bile şahit olduk.
YPG’yi terör örgütü olarak görmeyen CHP, S-400’ler konusunda elbette ABD’den yana olacaktır. CHP’ye kazandırmak için terör örgütünün uzantısı HDP ile ittifak yapabilen Meral Akşener, elbette S-400 konusunu bu derecede sulandırarak ABD’ye çalışacaktır.
Tüm talimatlarını terör örgütü PKK’dan alan HDP’nin sanki ekonomimiz umurundaymış gibi S-400 üzerinden Türkiye’ye akıl vermesi, HDP’nin kendi patronu olan PKK’ya silah yardımı yapan ABD’ye yaptığı kara propaganda ile desteğini elbette verecektir.
Her konuda beraber hareket edenlerin Türkiye’nin savunma sistemi konusunda da ABD’nin yanında yer alması bizi asla şaşırtmamaktadır.
HDP’nin yörüngesine girmiş CHP ve İP’in beka meselesini sürekli sulandırmaya çalışması, devamlı bu konuyla dalga geçmesi S-400 konusundaki duruşuyla da anlaşılmıştır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin “Türk milletinin varlığını, birliğini ve refahını hedef alan karanlık çevreler, bunların yerli işbirlikçileri ve siyasi uzantıları son zamanlarda tahrik kampanyalarına hız vermişlerdir. Türkiye S-400 Füze Savunma Sistemi bahanesiyle siyasi ve ekonomik kuşatmaya alınmış, boyun eğmesi amaçlanmıştır.” şeklindeki bu açıklaması da ABD ve içimizdeki uzantılarının amacını özetleyen cümle olmuştur.
S-400 üzerinden ABD’nin baskıları, Türkiye’deki Truva atlarının bu baskılarda taşeronluk yapması gün gibi ortadadır. Türkiye’de böyle muhalefet varken zaten ABD’ye hiç gerek yoktur.
Beka tehlikesi başından hiç gitmeyecek olan Türkiye, milli savunma konusunda elbette her türlü fedakârlığı yapacak ve önlemini alacaktır.
ABD baskısı ve ABD’nin içimizdeki Truva atları bunun önünde engel olmamalıdır. Biz zayıf düşersek, bir zayıf görünürsek dünyanın başımıza çökeceği bir gerçektir. Bunun farkında olanlar işte “Beka meselemiz var” diyor.