16 Eylül 2024
weather
23°
Twitter
Facebook
Instagram
Türkçe Düşün
İstanbul
AÇIK
23°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
Türk Vatanındaki Türk Düşmanları

Türk Vatanındaki Türk Düşmanları

YAYINLAMA:

Balkonuna Türk bayrağı asan bir teyzenin sokakta yürüyen kalabalığı tahrik ettiği için karakola çekildiği ya da ekmek parası için direksiyon salladığı minibüsünün arkasına “Ne mutlu Türküm diyene” yazdığı için cezaların kesildiği dönemler geride kaldı.

Bu süreçlerin ceremesini ağır bir şekilde çektik. 

1944’te tabutluklara, 12 Eylül’de darağaçlarına gönderildik. Vatanı sevmenin bedelini canımızla ödedik. 15 Temmuz’da göz göre göre ayağımızın altından çekilmek istenilen vatanımızı milletimizin ferasetiyle rehin vermedik. Yine şehitler verdik, gaziler verdik ama Türkün son vatanını vermedik. 

Adı Türkiye olan Türk vatanında Türklüğün linç edildiği, Türk milletçiliğinin yok sayıldığı, Türkçülüğün marjinal kabul edildiği günlerin yerini Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesi yani Türk milliyetçiliği aldı. Türk kelimesini duyunca düşmanların irkildiği, emperyalizmin titrediği, vatan hainlerinin soluğunun kesildiği o günler tekrar geldi. 

Devlet, kurucu ruhuna kavuştu. İçeride ve dışarıda Türkiye’yi un ufak etmek isteyenlere sert yüzünü gösterdi. Sinsi planlarıyla milli birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışanları suçüstü yakaladı. Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda sergilediği milli tavır, 3 Mayıs ve 12 Eylül’de Türk milliyetçiliğini süpürmeye çalışan nobran artıkları tarafından “despotluk”, “diktatörlük”, “tek adam rejimi” ifadeleriyle tanımlandı.

Bu ifadenin sahipleri “demokrasi”, “özgürlük” ve “insan hakları” adı altında Türkiye ve Türk düşmanlarına suni teneffüs yapmayı borç bildiler. PKK terör örgütünün sözcülüğünü yapanları hapishanelerde ziyaret edip moral verdiler, Türkiye’yi bölmek isteyen milletvekilleri için hazırlanan fezlekelere hayır oyu verdiler, Sınır dışı operasyon tezkeresine “hayır” dediler. Yunan tezleriyle Rum tarafını seçip, ABD tezleriyle Mavi Vatana karşı çıktılar. Ermeni Diasporasının fitnesine sarılıp Karabağ’ın azatlığına gölge düşürmek istediler. Bunlar gibi birçok örnekle Türkiye içinde düşman mevziisi açtılar. Tam da “tüm gayrı milli cereyanlar geride kaldı” dediğimiz bir dönemde yeniden hortladılar. 

Türk vatanında doğmuş, büyümüş, eğitim görmüş, iş sahibi olmuş, servet kazanmış bazı kimseler Türk milletinin milli ve manevi değerlerine karşı duyduğu nefreti hoyratça dile getirmeye başladılar. Bayrağımıza olan kinlerini, Türk milliyetine olan habis hislerini, Türk milliyetçiliğine karşı besledikleri düşmanca niyetleri, Türklükle olan kavgalarını çekinmeden söylediler. Adına da “ifade özgürlüğü” dediler. 

Dağlarımızda yazan “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünün “bölücü” olduğunu söyleyen siyasetçiler tekrar başını kaldırdı.

Terörü kaynağında kurutmak ve yanı başımızda bir terör devleti kurulmasını engellemek için Suriye’de bulunan askerlerimize moral vermeye giden sanatçı ve sporcularımız sosyal medyada linç edildi.

Bir Film Festivali’nin ödül töreninde ödülünü Türk askeri için “kimyasal silah kullandılar” iftirasını atan Şebnem Korur Fincancı'ya ithaf eden sözde bir sanatçıya tepki gösteren Burak Haktanır hedef haline getirildi.

Bozkurt diye yanına aldıkları koyun çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, HDP ile olan ilişkisini unutup bozkurt yapmaya karar verdi. Onu da eline yüzüne bulaştırdı. Meselenin bozkurt yapmak değil, bozkurtça yaşamak olduğunu idrak edemedi.

Yeni CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel bozkurt yapan milli sporcumuz Merih Demiral’ı zafer işareti yapan PKK’lı Deniz Naki ile aynı kefeye koydu. 

2024 Avrupa Şampiyonası müsabakalarında A Milli Takımımızın mağlubiyetine sevinen soysuzlar türedi. 

Son olarak Van Kültür Yolu Festivali'nde konser veren ve konseri “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözleriyle bitiren şarkıcı Bengü, seyirciler tarafından sahneye şişe ve taş atılarak saldırıya uğradı. 

Türk vatanındaki bu ihanet döngüsü artık kırılmalı. Türkiye ve Türklüğe düşman kesilenler ile Türk milletinin yolu bir daha kesişmemeli.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *